Yüzde 50!

Sen tut, bunca yıl insanlara tepeden bak, laik-dinci-yobaz-çağdaş-Kemalist-şeriatçı-ocu bucu diye ayır; imanı, inancı tehlike gibi gör, sakal bırakanlara öcü gibi bak…

“Bunlar beleşçiliğe alışmış” diye fakir fukarayı aşağıla; sana oy verenleri el üstünde tut, kalanını adam yerine bile koyma; işine gelince muhtıralara alkış tut, askeri, siyasetin bekçisi gibi lanse et…

Sırf başı örtülü diye, zavallı anneye oğlunun yemin törenini izlettirme, babası sakallı diye tut kolundan dışarı at; yukarı mahallede ilerici, aşağı mahallede dindar ol…

“Cumaya da giderim, viskimi de içerim” ucuzluğu ile kendine yeni bir inanç oluştur; Anadolu insanına iğreti gibi bak, ülkenin fazlalığı gibi gör…

Kerametleri kendinden menkul ne kadar ilahiyatçı varsa çıkar ekranlara, milletin inancı ile alay ettir; biri desin ki, “Kuran’da türban yok, Cariyeler çıplak geziyordu”, öbürü desin ki, “Kurban bayramında tavuk kesin”

Halk her zaman onlara oy vermeye mecburmuş gibi, tankları yürüttür, muhtıralar yayınlat; 70 senedir çoğunluğun oyuyla iktidar olanlara rağmen, “Sayısal değil, siyasal çoğunluk önemli” de, yetkiyi en küçük partiye ver…

Baktın halkın tercihi değişmeyecek, aksine artarak sürecek; iktidarda deneyip yıpranmasını beklemek yerine partiyi kapat, üst yönetiminin alayını yasakla…

Türbanlı öğrencileri ikna odalarına al, başlarını açmaya zorla; bazı aklı evvellerin çıksın, “Bize en uygun din Hıristiyanlık, din değiştirirsek AB’yi gireriz” desin…

Bazı hanım profesörlerin parti toplantılarında, “Her gün beş kere okuyorlar, Ezandan rahatsız oluyorum, yetmezmiş gibi bir de Kur’an okuyorlar” diye dertlensin ve haber olsun…

Kimileriniz, mikrofonu açık unutup Hac farizası ile dalga geçsin, pişkinliği sürdürüp özür bile dilemesin…

Silikonlu güzelleriniz ağzını yaya yaya “Nea yaanii benim oyunla dağdaki çobanın oyu bir miee?” diye geğirsin; kimine göbeğini kaşıyan adam de, kimini ahmak, geri zekâlı yerine koy…

Her sıkıştığında, Atatürk’ü öne sür; milletin topyekûn baş tacı ettiği Ata’sını milletine düşmanmış gibi göster, memleketi Anadolu insanı ile değil, sadece kendi dedelerinizle kurtarmış zannına kapıl…

9 senedir her seçimden sonra kendi insanını koyun sürüsüne benzet…

Ve de, milletin sadece dış borç!, iç borç!, bilmem ne emisyonu!, cari açık!, haftalık faiz! ve gayri safi milli hasıla! oranlarına bakıp oy vereceğini zannet; hatta saf-masum ayaklarına yat…

Sonra da, “Yahu nasıl oluyor da, bir parti üçüncü kez, hem de oylarını artırarak iktidara geliyor” diye salakça sorular sor.

Usta; bu kafayla, bırak 50’yi 60’ı, yüzde 80’lik oy oranını görmediğine dua et!

(16 Haziran 2011/Hakikat Gazetesi)